Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) 26 Şubat Filistinli Gazetecilerle Dayanışma Günü’nde İsrail’in işbirlikçisi Almanya’nın İstanbul Taksim’deki konsolosluğu önünden seslendi.
Açılış konuşmasını DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu üyesi Ahin Aslan yaptı. Aslan, Almanya’nın İsrail’in suçlarına en büyük desteği veriyor olması sebebiyle açıklamanın Alman Konsolosluğu önünde yapıldığını kaydetti.
DİSK Genel Merkez, DİSK Sosyal İş, DİSK Enerji-Sen, İşçi Dayanışma Derneği, Filistin diasporası ve BDS Türkiye’nin de destek verdiği eylemde, açıklamayı sendika üyesi Vecih Cuzdan okudu.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Sevgili Filistin dostları, gazeteciler;
Bugün, Filistinli Gazetecilerle Dayanışma Günü’nde dünyanın pek çok yerinde gazeteci örgütleri saat 12.00’de Filistin’de katledilen gazeteciler için eylemler yaptı. Biz de Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası olarak aynı saatlerde Ankara Adliyesi’nde İsrail’in gazetecilere yönelik suçlarıyla ilgili bir suç duyurusunda bulunduk.
İsrail güçleri 7 Ekim’den bu yana 100’den fazla gazeteciyi katletti. Bunların neredeyse hepsi sahada, üzerlerinde “PRESS” yazan yeleklerle çalışırken, hedef alınarak vuruldu. Savaş suçu işleyen devletler, suçlarının duyulmaması için her yerde gazetecileri hedef alıyor, onları mesleklerini yapmaktan vazgeçirmeye, yıldırmaya çalışıyor. Dünya Filistin’de olup bitenleri, ölümü ve sakat kalmayı göze alarak çalışan kahraman gazeteciler sayesinde takip ediyor.
İsrail gazetecileri ilk defa hedef almıyor. Sadece Filistinlilerin değil bütün Arap dünyasının tanıdığı, 25 yıllık gazeteci olan Şirin Ebu Akile, 2022 Mayısında, İsrail’in, Batı Şeria’daki Cenin şehrine yaptığı bir baskını haberleştirirken, üzerinde PRESS yeleği ve yanında kameraman arkadaşı varken, bir keskin nişancının kurşunuyla öldürüldü.
Bir gazeteci ve şair olan Ahmed Ebu Artema’nın bir Facebook paylaşımıyla başlayan ve 30 Mart 2018-27 Aralık 2019 tarihleri arasında her cuma günü, abluka altındaki Gazze halkının sınıra yürüdüğü Büyük Dönüş Yürüyüşü sırasında, keskin nişancıların mermileriyle 2 gazeteci öldürülmüş, 357 gazeteci yaralanmıştı. Bunların arasında dizlerine ve gözlerine nişan alınmış olanlar ve İsrail yönetimi tedavilerini engellediği için sakat kalanlar vardı.
7 Ekim’den sonra, İsrail sadece Filistinli gazetecileri değil, Lübnan basınını ve Filistin’den haber geçen Batı ajanslarının muhabirlerini de hedef alıyor. Örneğin Reuters için çalışan Lübnanlı video haberci olan Issam Abdallah 13 Ekim’de, Güney Lübnan’da, İsrail tanklarından açılan ateşle öldürüldü.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin raporuna göre 2023 yılında bütün dünyada öldürülen gazetecilerin yüzde 75’i Filistinli. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ise Gazze’de çalışan her 10 gazeteciden birinin 7 Ekim’den sonra öldürüldüğünü kaydetti.
Ayrıca gazeteciler sistematik bir şekilde tutuklanıyor, idari tutukluluk uygulamasıyla herhangi bir suçlama ve yargılama olmaksızın aylarca tutuklu kalıyor, ev hapsi uygulamasıyla salındıklarında ise çalışamamaları için evlerinin interneti kesiliyor.
7 Ekim’den sonra 400’den fazla Filistinlinin öldürüldüğü, binlercesinin de yaralandığı Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te, 7 binden fazla Filistinli de gözaltına alındı. Yine Gazetecileri Koruma Komitesi’nin raporuna göre, gözaltına alınanlar arasında çok sayıda Filistinli gazeteci de bulunuyor.
İsrail, bu savaş suçlarını cezasızlığın verdiği rahatlıkla işliyor. Örneğin İsrail, Birleşmiş Milletler tarafından defalarca kınanmasına karşın bugüne kadar herhangi bir yaptırımla karşılaşmadı. En son 23 Şubat’ta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi tarafından yapılan açıklamada İsrail’e silah satışının durdurulması gerektiği söylense de satışlar sürüyor.
İsrail’e silah satan devletler arasında Birleşik Krallık, Kanada, Fransa ve Avusturalya gibi ülkeler yer alsa da en büyük silah desteği ABD ve Almanya tarafından yapılıyor. Bu ülkelerde ve dünyanın her yerinde halklar Filistin’e destek vermek, “işgale son” demek için sokakları doldururken bu protestolara en büyük baskı Almanya’da yapılıyor. Kendi Nazi geçmişiyle hesaplaşmak yerine, çok benzer yöntemlerle Filistin halkına saldıran İsrail’i destekleyen Almanya, Filistin bayrağını ve Arap halklarının ortak giysilerinden ve Filistin halkının ulusal simgelerinden biri olan kefiyeyi yasaklayacak kadar ileri gitti.
Türkiye’de ise AKP iktidarının sözcüleri kürsülerde Filistin’e sahip çıkarken bir yandan da İsrail’le ticari ilişkiler hız kesmeden devam ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2023 yılının son 3 ayında İsrail ile ihracat bedeli toplamı 1 milyar doları aştı. Türkiye’nin İsrail’e en çok ihraç ettiği ürünler ise silah sanayisinde en çok kullanılan çelik ve kimyevi maddeler.
Bugün, Filistinli gazetecilere desteğimizi burada ifade etmemizin sebebi budur.
O yüzden bir kere daha haykırıyoruz: Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot.