Türkiye giderek bir karanlığın içine çekiliyor. Gazeteciler her türlü baskıya rağmen bu karanlığa elinden geldiğince ışık tutmaya çalıştıkça yeni yasa(k)lar geliyor.
AKP önce medya sahiplik yapısını istediği gibi düzenledi. Sonra o kurumların başına gerekli atamalar yapıldı.
Biat etmeyen gazeteciler işsizlikle, açlıkla ‘terbiye’ edilmeye çalışıldı. Başaramadılar.
Gazeteciler terörist ilan edildi, cezaevlerine konuldu, binlerce dava açıldı. Başaramadılar.
Su çatlağını bulur misali ortaya çıkan bir çok kurum KHK’larla kapatıldı. Başaramadılar.
Basın toplantılarında bazı gazetecilerin eline sorular tutuşturup, sadece onlara ‘cevap’ vermeye başladılar. İstenmeyen soru soranları basın toplantılara almadılar. Başaramadılar.
Bilgiye ulaşımı engellemek için ‘bilgi edinme hakkı’ başvurularına hatta milletvekillerinin soru önergelerine bile yanıt vermediler. Başaramadılar.
Şimdi yeni bir yasa(k) peşindeler. Öyle bir yasa(k) ki, örneğin bir bakanın “Dolara yatırım yapan yanacak” açıklamasını haber yapan “yalan haber” yaptığı için ceza alabilir.
Öyle bir yasa(k) ki Cumhurbaşkanı geçmişte “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ettiği iddiasıyla ceza aldığı için, olur da bir gün gazetecilik yapmak isterse İletişim Başkanlığı’ndan Turkuaz Basın Kartı alması mümkün değil.
Elbette bunlar sadece “mesela” dediğimiz yanı, bugün için böyle olmayacağını biliyoruz. Ama gün olur, devran döner, bu yasa(k) bir başkasının eline geçer. Geçmişte olduğu gibi mağrurlar bir anda mağdura dönüşebilir.
Başaramadınız, başaramayacaksınız. Su akar, çatlağını bulur.